Yaşayan Su Nedir?

Su, yaşayan bir organizmadır. Tüm organizmalar öncelikle sudan oluşur, yani su yaşama dair işlemler için en gerekli elementtir. Kimyasal olarak nötr olup hemen hemen tüm kimyasal değişim olasılıklarına açıktır.

Her nerede akarsa aksın, çağlayanlardan ya da taşlardan akarken, hava ile birleşir ve oksijen suyun natürel saflığını kazanmasında ve içinde taşıyacağı hayattaki önemli rolüne başlar. Hareket eden, akan su, yaşayan su haline gelir. Nehirlerden, ırmaklardan çıkan bu kaynak suları elektromanyetik enerjilerini de dünyanın kuzey ve güney kutuplarına göre ayarlar ve moleküler yapılarındaki hexagonellik yüzdesini yükseltirler. Kaynak suyunun gücü buradan gelir.

Bu sağlıklı kaynak suları tanklara veya toplama havuzlarına konulduğunda, evlerimize, işyerlerimize ve okullarımıza borular ile yüksek basınç altında pompalandığında ise yaşam gücünü kaybeder, bu cansız su ise bakteri ve mikroorganizmaların üremesi için ortam yaratır.

Kirlenmiş ve bulaşıcı özelliklere sahip su kimyasal olarak temizlenebilse de içerisinde daha önce izlenmiş bulunan kimyasal atıkların, ağır metallerin ve bakterilerin değişik dalga boyutlarındaki frekanslarını barındırmaktadır. Filtreleme ve kimyasal saflaştırma dışında, içinde barındırdığı tüm elektromanyetik frekans kirliliği yok edilmedikçe bu suyun sağlıklı olduğu söylenemez. Tek çözüm ise hexagonal yapısallaştırıcılar olarak karşımıza çıkar ve su tekrar “yaşamaya, yaşatmaya” başlar. Bu hexagonalliği en ideal formda tutup sürekliliğini sağlamak en önemlisidir.